Translate

1 Şubat 2009 Pazar

GAY BAŞKAN!!!..

Gay Başkan !
Belediye seçimlerinin yaklaştığı son günlerde seçeceğimiz insanların, “doğru karar verebilmek adına” her yönlerini araştırıyoruz.

(Hoş biz hala belediye seçimlerinde partiye değil, hizmet verebilecek şahıslara oy vermemiz gerektiğini bile bilmiyoruz.) İsmi lazım değil bir ilde gay bir arkadaşım, belediye başkanlığı seçimlerinde aday olmaya karar verdi.. Kendisini çok iyi tanıdığım, her türlü bilgisine, yeteneklerine, zekasına, prensiplerine hayran olduğum için çok da sevindim.. Fakat gelin görün ki, adamın cinsel tercihi onun kariyer yapmasına, memleketine, milletine hizmet vermeye çalışmasına engel oldu.. O kadar tepki aldı ki geri adım atmak zorunda kaldı.. Ön yargılı davrandığımız bu insanların gelecekteki yararlarını görememekte direniyoruz.. AB’ye girmeye çalıştığımız, dünyanın gözünde çağdaş(!) bir imaj yaratmak için türlü oyunlara başvurduğumuz şu günlerde, bir insanın sadece cinsel tercihleri (ayrıca bu doğanın kanununa aykırı olan bir durum da değil) yüzünden, eğitimini, bilgisini, yeteneklerini, görgüsünü kullanmasına, vatanına ve milletine yararlı işler yapmasına engel olmaya çalışarak bence bir insanlık suçu işliyoruz..İsveç Karolinska Enstitüsü’nde yapılan gay-lezbiyen çalışması sonucunda, eşcinsellerin beyin yapılarının diğer hemcinslerinden farklılığı röntgenle kanıtlandı.. İşin ilginç ve önemli yanı, bu oluşumun daha anne karnında başlamış olmasıydı.. Anne karnındaki bir bebeğin tercihlerini eleştiremeyiz öyle değil mi?Dolayısıyla bilimsel olarak kanıtlanmış, insanın yaradılış özelliği olan bu duruma hangimizin eleştiri hakkı var? Ve ne hakla o insanların geleceklerini çalabiliyor, dışlayabiliyor, yeteneklerini köreltebiliyoruz? Neden biliyor musunuz? Kendi içimizde bastırmak zorunda kaldığımız duyguların karşısında, onların tercihlerinin arkasında durmalarını, cesaretlerini hazmedemiyoruz..Bırakmıyoruz ki yararlı olsunlar.. Onlara sınırlı bir yaşam sunuyoruz. İş alanlarını mesleklerini bile biz belirliyoruz..Haa! Şöyle de bir durum var! Bu insanlar sahneye çıktığında ayakta alkışlıyoruz,(bizi eğlendirirken iyi, ama başkanımız olursa kötü)Eğer modacıysa, güzel sanatlarla ilgileniyor ve dünyada bizi iyi temsil ediyorsa, bir şeyler üretiyorsa tamam.. Ama zekalarını memleketin yararına kullanmalarına saygın duruma gelmelerine asla tahammülümüz yok.. Biz bu Türkiye’de din değiştirmiş değerlerinden vazgeçmiş insanlara bile böyle davranmadık.. Bu ne yaman çelişki ve nasıl bir yargılamadır? Oysa o insanlar bu dışlananın verdiği eziklikle 1-0 yenik başlıyorlar hayata ve o açığı kapatabilme psikolojisiyle daha çok donatıyorlar kendilerini.. Eğitimleriyle bilgileriyle.. Bizler de fark etmemek için hala direniyoruz..Bu Türkiye ne takım elbiseli(!) belediye başkanları gördü!.. Hiç bir değer yargıları olmayan, kendinden başka kimseye faydası dokunmayan, eğitimsiz, görgüsüz.. Takım elbisenin içine saklanmış ne soytarı belediye başkanları gördü bu güzel yurdum..Devir artık hizmet vereceklerin devri olmalı..Adamların tercihleriyle, partileriyle, eşlerinin başlarındaki örtüyle uğraşacağımıza nasıl düzeliriz daha iyi duruma gelebiliriz diye bakmak lazım.. Başımıza hizmet verebilecek insanları getirelim.Sevgiyle ve birlikle kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder